01.10.2017

ESKİŞEHİR İL MÜFTÜLÜĞÜ 2017 YILI CAMİLER VE DİN GÖREVLİLER HAFTASI BASIN BÜLTENİ

 

Kıymetli Din Gönüllerimiz ve Eskişehirli Hemşerilerim;

Camilere olan ilgiyi artırmak ve bağlılığı pekiştirmek, camilerin önemini daha etkin bir şekilde anlatmak, camilerin yıllık genel temizlik, onarım, bakım ve tamiratının her kesimle işbirliği yaparak gerçekleştirmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığının organizesinde 1986 yılından bu yana 1-7 Ekim tarihleri arası “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlanmaktadır. Her yıl bir konu tespit edilerek gündeme taşınmakta ve çeşitli etkinliklerle anlatılmaya çalışılmaktadır.

 

Değerli Kardeşlerim;

Bilindiği üzere İslam dininde mabetlere, mescit ve cami denmektedir. Mescit Allah’a secde edilen yer demektir. Cami ise kelime olarak toplayan, birleştiren, bir araya getiren anlamlarına gelmektedir.

 

Bir mabet olarak cami; genç ihtiyar, amir memur, zengin fakir demeden bütün Mü’minlerin omuz omuza bir araya geldikleri, yan yana saf durdukları, gönül gönüle kaynaştıkları, acı ve sevinçleri paylaştıkları, Cenab-ı Allah’ın manevi huzurunda dua ve ibadetlerini, samimi yakarışlarını birleştirerek eda ettikleri kutsal mekânlardır. Kutsiyetini Kur’an-ı Kerimden ve Kâbe’den alırlar.Yüce Rabbimiz mealen şöyle buyurmuştur.“Şüphesiz âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk beyt ( Mabet) Mekke’deki Kâbe’dir. (Ali İmran Suresi Ayet; 96)

 

Kıymetli Kardeşlerim;

Bundan dolayı mescitlerin ve camilerin İslam’da önemli bir yeri vardır. Kutsallığından dolayı Allah’ın evi kabul edilmiştir. Camiler, Allah’ın rahmetinin yeryüzüne ulaşmasına vesile olan mübarek mekânlardır. Yeryüzünde Allah’a en sevimli yerlerdir. Cennet bahçeleridir. Nitekim kutsi bir hadiste Cenab-ı Allah “Mescitleri, camileri, inşa, tamir, tanzim ve tenvir edenleri, benim rızam için bir birlerini sevenleri ve seher vaktinde istiğfar edenleri görünce onlara azap etmekten vazgeçerim” buyurmaktadır.

 

Değerli Kardeşlerim;

Camiler Müslüman beldelerin mührüdür. Cennet vatanımızın manevi tapularıdır. Birlik ve beraberliğimizin ilham kaynağıdır. Vatan sevgisinin, şehitlik ve gazilik duygusunun beslendiği, çalışma azminin işlendiği, anne ve babaya hürmetin, güzel ahlakın öğretildiği, irfan yuvalarıdır.

 

Camiler tarihimizin, kültürümüzün, medeniyetimizin hatıralarının saklı bulunduğu, düşmanla savaşan ordumuz için duaların yapıldığı, asker ocağına vatan evlatlarının uğurlandığı, Allah, Vatan, Millet ve Bayrak sevgisinin gönüllere nakşedildiği halk mektepleridir. Camiler ve minarelerde okunan ezanlar bağımsızlığımızın en güzel ilham kaynağıdır.

 

Nitekim istiklal marşı şairimiz Mehmet Akif ERSOY bunu ne güzel dile getiriyor.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:

Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.

Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

 

Evet, camiler; Ülkemizin bölünmez bütünlüğümün, milli bilirlik ve beraberliğimizin en önemli teminatlarındandır. Camiler, sevginin, barışın, kardeşliğin sembolüdür.

 

Camiler Müslümanların maneviyat merkezleridir. Topluca Allah’a ibadet edilen, dua edilen ve manevi kirlerden arınmaya çalıştığımız manevi oksijen çadırlarımızdır. Camilerde cemaatle yapılan ibadetler, tek başına yapılan ibadetlerden daha faziletlidir. Namaz ise kulun Rabbi ile buluşmasıdır. Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuşlardır: “Bir kimse evinde güzelce temizlenir de yani abdest alır, Allah’ın farzlarından birini eda etmek maksadıyla O’nun camilerinden birine giderse, attığı her adımdan biri bir günahını siler, diğeri de onu bir derece yükseltir” (Müslim). Yine “Cemaatle kılınan namaz, yalnız başına kılınan namazdan yirmi yedi derece faziletlidir” (Müslim). “Beş vakit namaz, birinizin kapısı önünde akan ve içinde her gün beş defa yıkandığı suyu bol bir nehir gibidir” (Müslim).

 

Değerli Kardeşlerim;

Mabetlerin ilk görevlileri peygamberlerdir. Onun için din hizmetleri çok kutsal bir görevdir. Kutsal olduğu kadar da zor bir görevdir. Başta müftü ve vaizlerimiz olmak üzere bütün cami görevlilerimiz, din gönüllülerimiz bu kutsal, kutsal olduğu kadar da çok zor olan bu görevi sıcak soğuk, gece gündüz demeden günün 24 saatinde büyük bir özveri ile ifa etmeye çalışmaktadırlar. Vatandaşlarımızın halkımızın, cemaatimizin hizmetlerine koşmaktadırlar.

 

Diğer taraftan hayırsever insanlarımızın cami hizmetlerine verdiği maddi ve manevi destek her türlü takdirin üzerindedir. Bütün din görevlilerimizin hizmetlerinden, hayırsever insanlarımızın, cami dernek yöneticilerimizin maddi ve manevi desteklerinden dolayı kutluyorum. Ahirete irtihal edenleri rahmetle anıyorum.

Değerli Kardeşlerim,

2017 yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftasının konusu ise “CAMİ, ŞEHİR VE MEDENİYETTİR”  Bu konuda Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ali ERBAŞ “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” açılış konuşmasında şunları gündeme getirmiştir;

“İslam’da hayatın, şehrin ve medeniyetin merkezinde cami vardır…”

İslam’da hayatın, şehrin ve medeniyetin merkezinde cami vardır. Cami bireyin inanç dünyasından toplumsal ilişkilere, kulluk, sorumluluk ve güzel ahlak bilincinin oluşmasından hukukun inşasına, eğitimden iktisada, aileden çevreyle ilişkilere, hayatın bütün alanlarına yönelik değerlerin köklerinin birleştiği mekândır.

Peygamber efendimiz henüz hicret yolundayken, ilk fırsatta Kuba’da yapımında bizzat kendisi de çalışarak bir mescid inşa etmiş, Medine’ye hicretle birlikte, Mescid-i nebi’nin temelini atmıştır. Mescid-i nebinin fonksiyonlarına baktığımızda; eğitimden iktisada kadar, bireysel, toplumsal ve idari bütün işlerin mescid içinden yürütüldüğünü görmekteyiz. Nitekim İslam’ın en güzide topluluğu olan sahabe nesli bu mescitten yetişmiştir.

“Camiler bir İslam beldesinin en somut şiarıdır…”

Kubbesiyle Müslüman yürekleri  “tevhid” eden; Minberi ve kürsüsüyle ilmi, hikmeti haykıran; Mihrabıyla yüzleri ve gönülleri Allah’a döndüren; Minareleriyle şehirlerin şehadet parmağı olan camiler bir İslam beldesinin en somut şiarıdır.

Cami hem fiziki yapısı ve varlığı, hem de fonksiyonları ve temsil ettiği değerler açısından İslam toplumunun ve düşüncesinin merkezidir.

Fiziki yapı olarak baktığımızda camiler; sanatın sadelikle huzur veren bir insicam içinde buluştuğu, maddenin manayla bütünleştiği, İslam inancının temel ilkelerini hatırlatan öğeleriyle özgün mimari yapılardır.

Camiler, bizi kardeşlik çizgisi etrafında buluşturur…”

Caminin bu merkezi konumunun önemi aslında sadece fiziki varlığı da değildir. Caminin temsil ettiği değerlerdir. Kubbe, kürsü, minber, mihrap ve minaresiyle camiye ait her mekânın özel anlamları vardır. İslam’ın temeli olan tevhid ve insanın ana gayesi kulluk, en somut şekliyle camilerde yaşanmaktadır. Kıyam, rükû, secde bir duruşun, bilincin ve hayat tarzının ifadesidir. Kürsü ve minber İslami bilginin ve bilincin membaıdır.

Camide, omuz omuza saf tutularak kılınan her namazda, statülerin ve farklılıkların; eşitlik ve kardeşlik çizgisinde buluştuğu bir mana yaşanmaktadır. Dolayısıyla camilerin fiziki varlığı ve işlevleri kadar, bireyi ve toplumu inşa eden yönü de göz ardı edilmemelidir.

“ Camileri imar etmek Müslümanların bir görevidir…”

Camiler inşa etmek, onlara sahip çıkmak ve camileri onarmak ve camileri imar etmek Müslümanların bir görevidir. Aynı zamanda Müslümanlar, camilerin temsil ettiği, tevhid, kulluk, özgürlük, kardeşlik, eşitlik, beraberlik, yardımlaşma, dayanışma gibi değerleri koruma, yaşama, onarma ve yaşatma sorumluluğunu da taşımaktadır.

Allah Rasulü’nün “yeryüzü bana mescit ve temiz kılınmıştır” hadis-i şerifi aynı zamanda bütün yeryüzünde İslam’ın hayat veren ilkeleriyle yaşamak ve bu ilkeleri tanıtmak mesajını da ihtiva eder. 

Allah Teâlâ’nın, kıyamet günü arşın gölgesinde gölgelendireceğini müjdelediği, “kalbi mescitlere bağlı olan kimseler”, caminin ve cemaatin müdavimi olmaları yanında, kalbi İslam’ın değerlerine bağlı kimselerdir.

Tarih boyunca Müslümanların, evinden önce mescidini inşa ederken, yaptığı sadece fiziki bir mekân değildir. Tevhid, kulluk, kardeşlik gibi değerler üzerinde yükselen bir hayatın ve medeniyetin de inşasıdır.

Caminin bireye kazandırdığı; adalet, merhamet, yardımlaşma gibi ahlaki değerler şehrin huzurunu ve güvenini sağlar…”

İslam tarihi boyunca şehirler cami merkezli planlanmıştır. Dolayısıyla, cami şehrin merkezini belirler, şehir planının kurucu öğesidir ve şehir caminin etrafında şekillenir. Çevresinde yaşanan şehir hayatı, caminin bir devamı olarak gelişir. Camideki tevazu iş hayatına, merhamet aile hayatına, şefkat insan ilişkilerine yansır. Caminin bireye kazandırdığı; adalet, merhamet, yardımlaşma gibi ahlaki değerler şehrin huzurunu ve güvenini sağlar.

“Yesrib, mescidin inşa ettiği değerler ile Medine’ye  dönüşmüştür…”

İslam tasavvurunda şehir; hukukun uygulandığı, insanların haklarının ve özgürlüklerinin teminat altına alındığı, güvenin ve huzurun yaşandığı yerdir. İnsanların, çevreyle ve toplumla ilişkilerini, sorumluluk ve duyarlılık bilinciyle kurdukları yerdir. İnsanın ve insana ait değerlerin ön planda olduğu yerdir.

Hicretle birlikte şehir, Mescid-i Nebi’nin etrafında kurulmuş, Yesrib, mescidin inşa ettiği değerler ile Medine’ye ve İslam Medeniyetine dönüşmüştür. Efendimizin kurduğu bu cami merkezli şehir, Müslümanların kurdukları şehirlere model olmuştur.

“İslam şehirlerinin ruhunu cami merkezli değerler oluşturmaktadır...”

İslam düşüncesinde şehirlerin ruhu vardır ve şehir o ruh ile anlam kazanır. Çünkü şehri anlamlı kılan; şehrin, üzerine imar edildiği manevi değerlerdir. Eğer insanın değerleriyle, içerisinde nefes aldığı şehir arasında bir bağ yoksa o insan, yaşadığı şehirde hep gariptir, garip kalır.

İslam şehirlerinin ruhunu cami merkezli değerler oluşturmaktadır. Cami, insanın kendisiyle, rabbiyle, toplumla, çevreyle, sorumluluk ve duyarlılık bilinciyle olumlu ilişkiler kurması için onu eğitir. Bu ilişki biçimi şehirle, yaşanan bir ahlaka ve yerleşik bir hayata dönüşür. Böylece erdemli bireylerin kurduğu şehirler, medeniyeti inşa eder.

Camiler şehrin kalbidir. Nasıl ki kalp, kanın temizlenmesi için hayati bir görev icra ederek insanın hayatta kalmasını sağlıyorsa, mabedlerde şehri ayakta tutan değerlerle gönülleri imar eden mukaddes mekânlardır. Bu sebeple çocuklarımızı, genç yaşlı bütün kardeşlerimizi, mabedlerin huzur ikliminde buluşmaya davet ediyoruz.

İslam tarihi boyunca Müslümanlar, caminin temsil ettiği değerleri kuşanarak, güvenli şehirler kurmuşlar, refahın ve huzurun yaşandığı şehirlerle, insani değerlerin ön planda olduğu, mazlumların umudu ve sığınağı olan medeniyetler inşa etmişlerdir. 

Camilerimiz, şehirlerin dokusuna uygun olarak planlanmalıdır…”

Bugün en önemli meselelerimizden birisi, cami tasavvurumuzu ve planlamamızı, acil olarak, yeniden ele almamız gerektiğidir. Camilerimiz, mutlaka, şehirlerin dokusuna ve nüfus yoğunluğuna uygun, sosyal din hizmetleri, kadın, çocuk, engelli, yaşlı bireyler göz önüne alınarak planlanmalıdır. Camiler artık bir kültür merkezi olarak da düşünülmeli ve bu işlevi yerine getirecek mekânlarla beraber inşa edilmelidir.

Diğer yandan, camilerin, bireyi ve toplumu güzelleştiren işlevselliğini yeniden güçlendirmeliyiz. Caminin temsil ettiği, tevhid, birlik, beraberlik, samimiyet, kardeşlik, paylaşma, tevazu gibi değerlerin, bireysel ve toplumsal hayatımızda daha etkin olması için gayret sarf etmeliyiz.

“15 Temmuz’da minarelerinden yükselen salâlar, camilerimizin ne kadar önemli olduğu açıkça göstermiştir…”

Bizler caminin değerleriyle kurulan bir medeniyetin varisleriyiz. Sadece ibadetlerimiz değil, tarihimiz, edebiyatımız, örf ve adetlerimiz camiyle iç içedir. Nitekim İstiklal mücadelemizin en önemli merkezlerinden biri camilerimiz olmuştur. Aynı şekilde 15 Temmuz hain darbe girişiminde, minarelerinden yükselen salâlarıyla, camilerimizin ne kadar önemli olduğu açıkça görülmüştür.

Şehirlerimizin huzuru ve güveni için bütün sorumluluklarımızı özveriyle yerine getirmeliyiz.  Bugün, bireysel bunalımlar ve küresel krizlerin girdabında tarihinin en zor zamanlarından birini yaşayan insanlığın, huzuru, barışı ve güvenliği için, İslam medeniyetinin mensupları olarak, en büyük sorumluluğun üzerimizde olduğu bilinciyle her zamankinden daha çok çalışmalıyız. 

 “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” teması olarak ele aldığımız, ‘Cami, Şehir ve Medeniyet’ konusunun önemli bir tefekküre, bir bilince ve bütün boyutlarıyla bir inşaya vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.

Bu yıl 31. sunu gerçekleştireceğimiz hafta Eskişehir'imiz amacı doğrultusunda en iyi bir şekilde kutlanacaktır. Haftanın Eskişehir’imiz ve bütün Müslümanlar için hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

Bu yıl Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla İlimiz Müftülüğünce gerçekleştirilecek etkinliklerden bazıları şunlardır.

  1. 02 Ekim 2017 Pazartesi Günü saat 12.00’da Reşadiye Camiinde açılış programı yapılacaktır. Programda Kur’an ziyafeti yapılacak, Mevlit programı icra edilecek ve konuşmalar yapılacaktır. Program sonunda ikram yapılacaktır.
  2. 03 Ekim 2017 Salı Günü saat 10.00’ da Tepebaşı Uluönder Fatih Camiinde “Cami Çocuk Buluşması”
  3. 03 Ekim 2017 Salı Günü saat 12.00’ da Mahmut Sami Ramazanoğlu Camiinde “Cami Engelli Buluşması”
  4. 04 Ekim 2017 Çarşamba Günü saat 10.00’ da Bölge Hafızlık Kur’an Kursu Mescidinde “Cami Çocuk Buluşması”
  5. 04 Ekim 2017 Çarşamba Günü saat 12.00’ da Tepebaşı Uluönder Camiinde “Cami Engelli Buluşması”
  6. 05 Ekim 2017 Perşembe Günü saat 13.45’ te Şoförler Odası Salonu Konferans. Tüm idari personel Odunpazarı ve Tepebaşı tüm Din Görevlilerimizin, Kur’an Kursu Öğreticilerimizin, emekli din görevlilerimizin, şehit yakınları ve yetimlerinin, taşra İlçe Müftüleri ve heyetinin katılımları ile gerçekleştirilecektir. Yarışmalarda dereceye giren din görevlilerine ödüllerinin verilmesi.
  7. 05 Ekim 2017 Perşembe Günü saat 18.00’ da Kanal 26’ da,İl Müftüsü Bekir GEREK, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ejder OKUMUŞ ve İl Müftü Yardımcısı Şerife Hanım ALTUNER’ in katıldığı “Cami, Şehir ve Medeniyet” konulu Canlı yayın TV Programı.
  8. 06 Ekim 2017 Cuma Günü saat 18.00’ da Es TV’ de, İl Müftüsü Bekir GEREK, İl Müftü Yardımcısı Ziya ALBAYARAK ve Şube Müdürü Hasan DEMİR’ in katıldığı “Cami, Şehir ve Medeniyet” konulu Canlı yayın TV Programı.
  9. 06 Ekim 2017 Cuma Günü saat 12.00’ da Çarşı Camii ve İlahiyat Camiinde Kur’an Ziyafeti ve Mevlit Programı
  10. 07 Ekim 2017 Cumartesi günü saat 06.25’ de Uluönder Fatih Camiinde, İl Müftüsü Bekir GEREK’ in konuşmacı olarak katıldığı “Sabah Namazı Buluşmaları”
  11. 07 Ekim 2017 Cumartesi günü saat 12.50’ de Havacılar Camiinde “Cami Gençlik Buluşması” (Kız-Erkek)
  12. 08 Ekim 2017 Pazar günü saat 06.25’ de Reşadiye Camiinde İl Müftüsü Bekir GEREK’ in konuşmacı olarak katıldığı “Sabah Namazı Buluşmaları” yapılacaktır.

 

Bütün din gönüllülerimizi ve vatandaşlarımızı Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla gerçekleştirilecek etkinliklere davet ediyor, bu vesileyle haftanın verimli geçmesini diliyor, Haftamızı kutluyorum. Saygılarımla

   Bekir GEREK     

Eskişehir  İl Müftüsü